ODTÜ Stadyumu tribünlerindeki “DEVRİM” yazısını kimlerin yazdığı konusunda internette erişilebilen kaynaklarda farklı görüşler, en azından bazı tereddütler var. Tarihe mal olmuş bu onurlu eyleme dair bir tanıklığı, yakında fark ettiğim bu tereddütlerin giderilmesine katkıda bulunabilir düşüncesiyle aktarmak isterim.

DEVRİM yazısını yazma eylemine katıldığı belirtilenlerden çoğu hayatta değil. Yalnızca ikisi, Mustafa Yalçıner ile Mete Ertekin halen yaşıyor. Ömürleri uzun olsun. İkisi de hatırladıklarını anlatmış. Anlatılanlar elbette çok değerli. Tereddüt, anlatılanların tam örtüşmemesinden kaynaklanmakta. Şöyle ki:

Mustafa Yalçıner, DEVRİM’in hikâyesine dair şunları söylemiş:[i]

“Bir gün Hüseyin İnan elinde bir paketle çıkıp geldi. Böyle kutu gibi bir şey, poşet içinde. ‘Dede’ydi lakabı, ‘Nedir Dede?’ dedik. ‘Boya’ dedi. ‘Ne boyası?’ ‘Japon boyası.’ ‘Ne işe yarar?’ ‘Sağlam bir boya.’ ‘Ne yapalım?’ Orada konuştuk biraz, ‘Ne yapacağız, yazalım’ dedik. ‘Nereye yazalım? Böyle büyük bir şey olsun.’ Ama bunlar hep ayaküstü konuşuluyor ortalıkta yürürken. Alparslan, Taylan, Yusuf Aslan; beş kişiydik zaten. Kimseye haksızlık yapmak da istemem ama aklımda kalan öyle. Bir gece, sabaha kadar yazı yazmayı sürdürdük. Hüseyin İnan getirdi boyaları, yazalım dedik. Neyi yazacağımızı tartışmadık. Hem o işin doğallığının getirdiği gereklilik belliydi, hem de oraya sığacak yazı bakımından da belliydi. Buraya ‘DEVRİM’ değil de başka ne yazılabilir, dönemin ruhu – hani zamanın ruhu deniyor ya – devrimdi… Hava ışımadan işi bitirdik ve geçtik karşıdan şöyle bir seyrettik ama o zaman hiç böyle bir geleceği olacağını öngörmemiştik. Yıllar sonra üstünü kireçle boyadılar kustu, çimento döktüler kustu, mozaik çekiciyle betonu kırdılar olmadı. Beton o kadar emmiş ki bunu, ne yapılırsa yapılsın üstünü gideremedi… Tabii ben şimdi çok mutluyum çünkü orada sürekli ‘DEVRİM’ var. Hem bir dönemi sürekli hatırlatıyor hem de devrim ihtiyacını.”

Mete Ertekin’in aynı konuda anlattıkları da şöyle:[ii]

“68’in ekim ayının bir gecesi, Hüseyin İnan, Taylan Özgür, Alpaslan Özdoğan, Mustafa Yalçıner, ben ve bir arkadaşımız daha 6 kişi, gece yarısı, saat 24.00 gibi yazmaya başladık. 50 metrelik bir halatı şablon olarak kullandık. Boyayı, Hüseyin getirmişti. 6 teneke Japon malı trafik yol boyasıydı. Denemeler sonucu, cam asiti ile oranını ayarlayarak, betona işlemesini sağladık. Yüreklerimizdeki “Devrim” ateşini de ekleyince, uzun yıllar dayandı. Sabaha karşı bitirmiştik yazıyı. Harf yüksekliği 33 metre olmuştu. Sonra, şafak vakti, hava kızılımsı ağarırken, stada inip, yan yana dizilip, birer Birinci sigarası yakıp, eserimizi keyifle seyretmiştik. O ekipten Mustafa Yalçıner ve ben hayattayız. Yoldaşlarımın anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Mete Ertekin, 08.01.2014” 

Görüleceği üzere birbirini bütünleyen bu iki anlatıma göre eyleme katıldıkları konusunda mutabık olunan dört isim var: Hüseyin İnan, Taylan Özgür, Alpaslan Özdoğan ve Mustafa Yalçıner. M. Yalçıner, yazıyı beş kişinin yazdığını belirtiyor, anılan dört kişiye ek olarak Yusuf Aslan’ın adını anıyor, M. Ertekin’in katıldığından söz etmiyor. M. Ertekin ise DEVRİM’i 6 kişinin yazdığını söylüyor, bu dört kişiye kendini ve kim olduğunu hatırlayamadığı bir kişiyi daha ekliyor. O kişi de Yalçıner’e göre Yusuf Aslan.

ODTÜ’ye 1967 yılında girdim. 1973 yılında mezun oldum. Hep ODTÜ yurtlarında kaldım. Devrim yazısını ilk gördüğümüzde hem sevinmiş ve heyecanlanmış, hem de bir gecede nasıl yazılmış olduğuna şaşırmış idik. O zamanlar kimlerin yazdığını bilmiyorduk. Boyanın kısa zamanda solacağını ve çok uzun olmayan bir zamanda görünmez olacağını da düşünüyorduk. Yanılmışız.

Tanıklığıma gelince… Tanıklığım Mete Ertekin ile ilgili. DEVRİM’i yazanlar arasında bulunduğuna dair tereddütleri giderebilir. 1971 yılından.

ODTÜ tarihinin önemli günlerinden biri olan 5 Mart 1971 günü güvenlik güçlerinin (polis ve jandarmanın) yurtları kuşatması sonrasında tutuklanan öğrencilerden biri de ben idim. Güvenlik güçleri, bir gün önce (4 Mart'ta) Ankara Gölbaşı'ndaki ABD üssünde görevli dört eri kaçırıp bazı isteklerde bulunan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ODTÜ yurtlarında saklandığı düşüncesiyle arama yapmak istiyor, öğrenciler polisin arama yapmasına itiraz ediyor, yalnızca jandarmanın arama yapmasını istiyordu. O gün ODTÜ’de biri er, biri öğrenci, diğeri de olayları uzaktan seyretmekte olan bir MTA aşçısı olmak üzere toplam üç kişi hayatını kaybetti.

İzleyen Mayıs ayının başları olmalıydı. Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nin 5 nolu koğuşunda ikamet etmekte iken Mete Ertekin’i gardiyanlar ve ODTÜ’den bazı arkadaşlarımız kollarına girmiş vaziyette getirdiler. Ayakları üstünde duramıyordu. Bitkindi. Çok ağır işkence görmüştü. Ben tahliye olana kadar kısa sayılacak bir süre aynı yatağı paylaştık. O günlerde Ertekin, Stadyumdaki Devrim yazısını nasıl yazdıklarını da anlatmıştı. Ayrıntıları hatırlamıyorum. 

Buna göre DEVRİM’i büyük olasılıkla adları anılan altı kişi; yani Hüseyin İnan, Taylan Özgür, Alpaslan Özdoğan, Yusuf Aslan, Mustafa Yalçıner ve Mete Ertekin yazmış olmalı.

Bilindiği gibi, Taylan Özgür 23 Eylül 1969’da, yani DEVRİM’in yazılmasından yalnızca yaklaşık bir yıl sonra İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda kimliği belirlenemeyen biri tarafından arkadan vuruldu. Alpaslan Özdoğan (Sinan Cemgil ve Kadir Manga ile birlikte) 31 Mayıs 1971’de Nurhak Dağları’nda (K. Maraş) öldürüldü; aralarında bulunan Mustafa Yalçıner ağır yaralandı. Hüseyin İnan ile Yusuf Aslan ise Deniz Gezmiş ile aynı gün, 6 Mayıs 1972’de, 2010 yılından itibaren adı Ulucanlar Cezaevi Müzesi olan Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nde darağacına yürüdüler.

DEVRİM yazısı, türlü engellemelere karşın, ODTÜ Stadyumu tribünlerinde ışımaya devam ediyor ve ODTÜ var oldukça da devam edecek gibi görünüyor.

28.02.2022

 

-----------

[i] Bürkev, Y. ODTÜ Tarih Direniyor, ss.131-132, NotaBene Yayınları, 2016’dan aktaran https://www.evrensel.net/haber/377850/odtu-stadyumundaki-devrim-yazisi-ve-cagrisimlari, erişim tarihi 27.02.2022.

[ii] https://okuyazcize.wordpress.com/2014/01/08/odtu-devrim-yazisi-mete-ertekin/, erişim tarihi 27.02.2022.

 

0556414