TBMM’de 10.06.2010 günü kabul edilen 5995 sayılı Maden Kanunu’nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 24.06.2010 günkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yasa, 3213 sayılı Maden Yasası’nın bazı maddeleri ile 6831 sayılı Orman Kanunu’nun bir maddesinde değişiklik yapıyor, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Merkez Teşkilatına 130 yeni kadro ihdas ediyor.

Maden Yasası’nda yapılan değişikliklerin bir kısmı Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği maddeleri ikame etmeye, bir kısmı da uygulamada karşılaşılan kimi sorunları gidermeye yöneliktir.

Hatırlanacağı üzere, Maden Yasası’nın bazı maddeleri 2004 yılında kabul edilen 5177 sayılı yasa ile değiştirilmiş; CHP öncülüğünde 117 milletvekili Anayasa’ya aykırı oldukları iddiasıyla bazı maddelerinin iptali için dava açmış; Anayasa Mahkemesi 15.01.2009 günü verdiği karar ile yalnızca 7/1, 7/8 ve 10/6’ncı maddelerini iptal etmiş, yasal boşluk oluşmaması için iptal hükmünün, gerekçeli kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiş ve gerekçeli iptal kararı da 08.07.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği hükümler şöyle idi:

“Orman, muhafaza ormanı, ağaçlandırma alanları, kara avcılığı alanları, özel koruma bölgeleri (...) ve imar alanları ile mücavir alanlarda madencilik faaliyetlerinin (...) hangi esaslara göre yürütüleceği (…) çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.” (m. 7/1).

(Başbakanlık Müsteşarı başkanlığında oluşturulacak) “Kurulun teşkili, çalışma usulü, karar alma şekli ve diğer hususlar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” (m. 7/8).

“Gerçek dışı ve yanıltıcı beyanlar yönetmelikte tarif edilir…” (m. 10/6).

Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi, ilgili hükümlerin yasada düzenlenmesi gerekirken yönetmeliğe bırakılmş olmasıdır.

Ayrıca Danıştay da 10.02.2009 tarihinde, yasal dayanağı kalmadığı gerekçesi ile Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’ninin ilgili maddelerinin yürürlüğünü durdurmuştu. Bu nedenlerle mevcut yasal boşluğun giderilebilmesi ve madencilik faaliyetlerinin devam edelebilmesi için Maden Yasası’nın, Anayasa Mahkemesinin iptal kararında belirtilen gerekçelerle uyumlu olacak şekilde 08.07.2010 tarihinden önce değiştirilmesi gerekiyordu.

*          *         *

Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca yapılan değişikliklerde, Yönetmelik’teki ilgili hükümler kimi rötuşlarla Yasa’ya eklenmiştir. İptal kararı ile ilgili olmayan değişikliklerin başlıcaları da şunlardır:

1) Karadeniz’in oksijensiz derin deniz tabanında bulunan, organik maddece zengin, enerji kaynağı olarak değerlendirilmesi özel sektörce düşünülen Kokolit ve Sapropelin (IV Gruba) ile Hidrojen Sülfür (III. Gruba) Maden Yasası kapsamına alınmakta (Petrol Yasası hükümleri saklı kalmak şartıyla); İkinci Gruptaki madenler (mermer, kalker, kalsit, granit vd); (a) agrega, mıcır ve öğütülerek kullanılacak olanlar ile (b) dekoratif amaçlı kullanılacak olanlar, olmak üzere iki alt gruba ayrılmakta; Dördüncü Grupta yer alan radyoaktif mineraller (uranyum, toryum, radyum), kimler tarafından arandığına dair istatistiksel verilerin tutulabilmesini sağlamak amacıyla, ayrı bir grup (V. Grup) olarak düzenlenmektedir.

2) Denizlerde alınan Kokolit, Sapropel ve Hidrojen Sülfür ruhsatlarının sahipleri, TPAO’yı veya TPAO’ya bağlı bir şirketi, en az yüzde on hisse olmak kaydıyla şirketine ortak almak zorunda olacaktır.

3) Bazı kriterler göz önünde bulundurularak, özellik arz eden yerlerde madencilik yapılmasına Başbakanlık Müsteşarının Başkanlığında oluşturulacak Kurul tarafından kısıtlamalar getirilebilecektir.

4) Milli park, askeri yasak bölge, petrol/doğalgaz boru hattı gibi hassas alanların koordinatları MİGEM’e bildirilecek, bunlar veri tabanına işlenecek ve bu alanlardaki madencilik faaliyetleri için ilgili yerlerden izin alınması gerekecektir.

5) Madencilik faaliyetleri ve tesisleri ile ilgili işyeri açma ve çalışma ruhsatı mücavir alanlarda belediyeler, dışında ise il özel idareleri tarafından verilmekte iken, uygulamada birlik sağlamak amacıyla bundan böyle tümü il özel idarelerince verilecektir.

6) İşletme projesine aykırı faaliyette bulunulması ve faaliyetlerin can ve mal güvenliği açısından tehlikeli bir durum oluşturduğunun tespit edilmesi halinde maden üretimine yönelik faaliyetler durdurulacaktır.

7) Devlet hakkı ve özel idare payının matrahı ve oranları yeniden tanımlanmakta; altın, gümüş ve platin madenlerinde oran yüzde 2’den yüzde 4’e çıkarılmakta; bu madenlerin diğer indirimlerden yararlanması engellenmekte; mermer, traverten, granit gibi doğal taşların yurt içindeki kendi tesislerinde uç ürün haline getirilmesi ile metalik madenlerin yurt içindeki kendi entegre tesislerinde metal haline getirilmesi ve yeraltı işletme yöntemiyle üretim yapılması durumlarında indirimler öngörülmekte; Devlet hakkının ilgili kurumlara bölüştürülmesindeki oranlar yeniden düzenlenmekte ve yüzde 25’inin ruhsatın bulunduğu bölgeyle sınırlı olarak altyapı yatırımlarında kullanılmak üzere doğrudan ilgili ilçe veya ilçelerin Köylere Hizmet Götürme Birlikleri hesabına aktarılması ve Devlet hakkının uygun ve doğru bir şekilde hesap ve beyan edilebilmesi için yeminli mali müşavirlerden yararlanabilme olanağı getirilmektedir.

8) Harç ve teminatlar artırılmakta, üretim izni taleplerinde çevre ile uyum teminatı getirilmektedir.

9) Kaçak üretimi caydırmak amacıyla, sevk fişi olmadan maden sevk edilmesine ilişkin yaptırımlar ağırlaştırılmaktadır.

10) Arama ruhsatı verilebilmesi için, ilk 2 ay içinde ön inceleme raporu ile mali yeterliliği de içeren maden arama projesinin verilme zorunluluğu getirilmekte; arama ruhsatının düzenlenmesinden sonraki ilk bir yıl ön arama dönemi, grubuna bağlı olarak sonraki 1 ya da 2 yıl genel arama dönemi, daha sonraki 4 yıl ise detay arama dönemi olarak tanımlanmakta; bir dönemden diğerine geçebilmek için ilgili dönemdeki faaliyetleri ve harcamaları belirten rapor verilmesi gerekmektedir. Arama dönemleriyle ilgili proje, arama faaliyet raporu ve diğer belgelerin niteliği ile bunları düzenlemeye yetkili mühendisler Yönetmelik’te belirlenecektir.

11) Maden işletme faaliyetlerinde maden mühendisi istihdamına ilişkin Yönetmelik hükümleri kimi değişiklikerle yasaya konulmuş; mühendislerin odasına üyeliği ve teknik nezaret ücretlerinin ödenip ödenmediği denetlenebilir olmuştur.

12) Rödövanslı alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar rödövansçıya ait olacaktır.

Orman Kanunu’nda yapılan değişiklikle, Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesine ilişkin hükümler yeniden düzenlenmektedir.

Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’da değişiklik yaparak zeytinlik alanlarında belirli koşullarda madencilik, enerji vb tesislerine yönelik yatırımlar yapılabilmesini düzenleyen madde Tasarıda olduğu ve Komisyonda kabul edildiği halde Genel Kuruldaki görüşmeler sırasında çıkarılmıştır.
*             *             *

Yasa’yı değiştirme çalışmalarına çeşitli kesimlerin bazı görüşleri yansıyabilmiştir. Bu nedenle kimi konularda iyileşme sağlandığı düşünülebilir, uygulamada karşılaşılan sorunların azalması beklenebilir. Ancak bu durum, madenlerin işletilmesinde toplum yararının gözetilmesine yönelik önemli adımlar atıldığı, madenciliğimizin sorunlarının çözüleceği anlamına gelmemektedir.

Arama ruhsatı talebinde bulunacak kişilerden ön inceleme raporu ile maden arama projesi istenmesi, bu kişilerde projedeki faaliyetlerini finanse edebileceğine dair mali yeterlilik aranacak olması, arama döneminin aşamalara ayrılması ve arama döneminde hazırlanacak proje, rapor vb belgeler ile bu belgeleri hazırlayacak mühendislerde nitelik gözetilecek olması, madenciliğimizde önemli bir dönemeç niteliğindedir. Bu değişikliklerin nasıl sonuç vereceği, Yönetmelik’te yapılacak düzenlemelere ve uygulamaya bağlı olacaktır. Ancak bu aşamada akla takılan sorular da yok değildir.

Örneğin;

1) Aynı dönemde verilmesi gereken, içeriklerinin kısmen de olsa örtüşmesi beklenen ve ikincisi birincisinin bulguları üstüne bina edilmesi gereken ön inceleme raporu ile arama projesinin, birlikte verileceği durumlarda neden iki ayrı belge olarak düzenlenmeleri isteniyor da tek belge olarak düzenlenmesi istenmiyor?

2) Arama faaliyetlerini bilimin gerektirdiği biçimde yapamayacak olanları baştan elemede, topluma zaman kaybettirmelerini engellemede gerekli bir koşul olan mali yeterlilik, bu amaçlara ulaşmada yeterli bir koşul mudur? Mali açıdan güçlü olduğu halde proje konusu faaliyetleri planlamak, uygulamak, izlemek ve değerlendirmek için yeterli teknik bilgi, deneyim, insan kaynağı, donanım ve ofise sahip olmayan kişilerin projede belirtilen faaliyetleri öngörülen nitelik, süre ve maliyetle gerçekleştirebilmesi mümkün müdür? Dünyada ve ülkemizde, kimi hak ya da ayrıcalıkları proje karşılığı veren kurumların yaptığı gibi, arama ve işletme ruhsatı verilecek kişilerde mali yeterliliğe ek olarak teknik yeterlilik de aranması gerekmez mi?

3) Arama ruhsatı verilebilmesi için diğer belgelere ek olarak, ön inceleme raporu ile maden arama projesinin, arama sürecinin bir döneminden diğerine geçebilmesi için arama faaliyet raporlarının verilmesi yeterli görülmekte, bunların MİGEM’ce incelenip uygun görülme koşulu bulunmamaktadır. Bu tür belgelerin hazırlanma süreçleri bir biçimde güvence altına alınmadan, içeriklerinin incelenmeden kabulü ne kadar doğrudur?

4) Yapılan değişikliklerle arama ruhsatı talep edenlerde mali yeterlilik aranacak ancak ruhsatı devralmak isteyenlerde ve işletme ruhsatı talep eden kişilerde mali yeterlilik aranamayacaktır. Bu çelişkiler uygulamada önemli sorunlar yaratmaz mı?

5) Maden arama dönemleri ile ilgili proje, rapor ve diğer belgelerin niteliğine ve bu belgeleri düzenlemeye yetkili mühendislere ilişkin hükümler Yönetmelik’te düzenlenecek. İlgili hükümler, nesnel kriterleri içerebilecek mi?

6) Arama ruhsatı verme ve arama süreçlerinde verilecek belgeler ile bu belgeleri hazırlayacak kişilerin özelliklerine gösterilen titizliğin, işletme ruhsatı verme sürecinde de gösterilmesi gerekmez mi?

7) Yukarıda belirtilen eksiklikler, bir ölçüde de olsa Yönetmelik’te telafi edilebilir mi?

Son soru da şu olabilir: Yürürlüğe girdiği 1985 yılından bu yana beşinci kez değiştirilen ve yaşı dikkate alındığında, çok büyük olasılıkla en çok ve en kapsamlı değişikliğe uğrayan maden yasası olma unvanını elinde bulunduran Maden Yasamızdaki bir sonraki değişiklik ne zaman yapılacak?

--------

(*) Bu yazı, 24.06.2010 tarihinde enerjienergy.com adlı web sitesinde yayımlanmaya başlamıştır.

0568951